Papağanlar ile ilgili herşey
  eğitim
 


Eğitime Başlangıç

Eğitim papağanlarda en zor ve en meşakkatli konudur. Gerek geçmiş deneyimleri ve gerekse doğal içgüdüleri nedeniyle papağanlar insanlardan ürkmektedir. Bazı papağanlar bu durumu kaçarak bazıları da agresif tavır ile bertaraf etmeye çalışırlar. Küçük bir kısmı ise insanlara karşı tamamen ilgisiz kalmayı yeğlerler. Eğitmenin bu aşamada iki seçeneği vardır. Bunlardan birincisi pasif bir yöntem seçerek kafes ortamında türdaşlarından uzak bulunan papağanın insanlarla iletişim sağlamaya çalışmasını beklemektir. Bu yöntemin en büyük sakıncası çok uzun zaman alabilmesi ve sonucun her zaman istendiği gibi olmamasıdır. İkinci seçenek ise aktif bir yaklaşımın sergilenmesi ve papağanın doğrudan doğruya temasa zorlanmasıdır. Burada zorlamadan kasıt şiddet değildir. Burada dünyaca meşhur papağan eğitmeni Ken Globus’un gözlemlerini anlatmak yerinde olacaktır. Ken Globus pek çok vahşi papağanın yer aldığı bir kafeste tek bir papağanı alarak onu sağlık yönünden incelemiştir. Bunun ardından papağanı kafese geri koyduğunda korku düzeyinin diğer papağanlara oranla belirgin bir düzeyde azaldığını gözlemlemiştir. Burada papağan kendisine zarar verilmediğini görmüş ve çok da korkulacak bir durum olmadığını idrak etmiştir. Eğitimde en zor aşama budur ve bu aşama geçildikten sonra gelişme çok hızlı olmaktadır. Eğitmen, yukarıda bahsi geçen yöntemlerden birisini seçmek durumundadır. Ancak seçilen yöntem papağanın durumu, özellikleri, geçmiş deneyimleri, eğitmenin tecrübe seviyesi gibi pek çok etmene bağlıdır. Her durumda etkili ve her koşula uygun bir yöntem bulunmamakta ve ‘nabza göre şerbet’ verilmesi gerekmektedir. Bir yöntem bir papağanda çok etkili olabilirken bir diğerinde çok ters etkiler yaratabilmektedir.

Alışma Dönemi

Papağanınız eve gelmeden önce tüm hazırlıklar örneğin kafesin konulacağı mekan, kafes ve içindeki tertibat (tünek, mineral bloğu vs) hazır olmalıdır ve papağan gelir gelmez yeni evine yani kafesine konulmalıdır. Kafesin konumu çok önemlidir. Papağan sizin yakına geldiğinizi önceden görebilmeli ve kafese yakın çevre çok yoğun olmamalıdır. Örnek vermek gerekirse kapı kenarları, her öğün kullanılan bir yemek masasının hemen yanı ya da çok sık kullanılan bir oturma grubunun yanı kafesin yerleştirilmesi için uygun değildir. Kafes salonun en sakin köşesine ve yerden en az 50cm yukarıya konulmalıdır. Papağanlar doğal içgüdüleri gereği daha yüksek konumda olduklarında daha rahat ve güvende hissetmektedirler. Malzemeler kısmında açıklandığı üzere kafes ceyran almayan ve dik güneş ışınlarının gelmediği bir yere konulmalıdır. Ayrıca kalorifer ya da sobaya yakın yerlere yerleştirilmemelidir. Papağanınız eve geldiği ilk 2-3 hafta mümkün olduğu kadar rahat bırakın ve ortama ve size alışması için ona zaman tanıyın. En evcil papağan bile bir alışma evresi geçirir ve bu dönemde fazla üstüne gitmemek en uygun seçenektir. Bu süreç içerisinde yem-su değişimi ve temizlik haricinde papağanınızı mümkün olduğunca rahatsız etmeyin. Çocuklardan ve çok meraklı arkadaşlarınızdan uzak tutmanız gereklidir. Unutmamak gerekir ki papağanların hafızası inanılmaz kuvvetlidir ve yaşanacak en ufak bir olumsuzluk ilişkinizi geri dönülmez biçimde zedeleyebilir.
Bu konuyla ilgili örnek bir olaydan bahsetmek istiyorum. Bir arkadaşım son derece evcil ve herkese yakınlık gösteren bir jako satın aldı. Ancak uyarılarıma aldırmayarak eve gider gitmez kafesini açarak uçmasını sağladı. Ortamdaki eşyalara ve mobilyalara alışık olmayan papağan başını sert bir biçimde duvara çarptı. Arkadaşım panik halinde papağanı yakalayarak kafesine koyduktan sonra o son derece evcil papağan artık her gördüğü eli ıssıran ve vahşi bir papağan haline geldi. 

 
  Bugün 5 ziyaretçi (13 klik) burada idi (bu siteye bu gün ne kadar ziyaretçi geldiğini gösterir)  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol