Papağanlar ile ilgili herşey
  papağanlarımızın bakımı
 


Banyo

Papağanlar hem cilt ve tüy sağlıklarını korumak, hem de parazitlerden arınmak amacıyla banyoya ihtiyaç duyarlar. Ayrıca banyo, ciltlerinden dökülen ve bazı durumlarda insanlarda alerjik reaksiyonlara yol açabilen ‘tozları’ azaltmaya yardımcı olur. Banyo için duş başlığı veya çiçekçilerin sıklıkla kullandığı sprey kullanılabilir. Sağlık açısından suyun papağanın burun deliklerine kaçması engellenmeli ve su çok tazyikli akıtılmamalıdır. Kullanılacak suyun mutlaka ılık olması ve banyonun ardından papağanın cereyan almayan ve sıcak bir ortamda kuruyana kadar bekletilmesi gerekmektedir. Akşam vakitleri banyo için uygun değildir zira uyumadan önce tüyler tam olarak kurumamakta ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Sıcak mevsimlerde haftada 3-4, soğuk mevsimlerde ise haftada 1-2 kez banyo kafidir.

PAPAĞANLARDA KONUŞMA YETENEĞİ


Papağan gibi insan sesini taklit edebilen kuşların, insanların konuştuğu dili ve vurguları kullanabilmeleri ve aynı kelimeleri telaffuz edebilmeleri için insanlarınki gibi bir gırtlak yapısına sahip olmaları gerektiği düşünülebilir.
Fakat bu canlıların sahip oldukları gırtlak yapısı insanınkine hiç benzemez. Gırtlak, ses telleri, dil, dudak, damak, diş gibi insanın konuşmasında etkili olan fiziksel yapılar kuşlarda tamamen farklıdır, hatta bu organların bir kısmı bu kuşlarda hiç bulunmaz. Ama söz konusu papağanlar, bu yapılara sahip olmamalarına rağmen, insan ifadelerini aynı tonlama ile söyleyebilmektedirler. İnsanın, dili olmadığında konuşamadığı ya da ses telleri zarar gördüğünde ses çıkaramadığı düşünülecek olursa, tamamen farklı fiziksel özelliklere sahip olan bir papağanın, insan ile aynı şekilde konuşabilecek bir sisteme sahip olması, üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.

İnsanlarda ve papağanlarda ses oluşumu için kullanılan sistemler arasında daha başka farklılıklar da vardır. İnsanlarda konuşma seslerinin çoğu, ciğerlerdeki hava gırtlaktan geçerken üretilir. Farklı sesler ise, ses telinin titreşme derecesine göre oluşur. Dilin ve dudakların pozisyonu, hava akımının ağız ya da burun boşluğundan geçmesi gibi daha birçok faktör de sesin oluşumuna etki eder.
Papağanların ise insanlar gibi gırtlakları (larynx: larenks) yoktur, fakat onlarda syrinx (östaki borusu, fistül) denilen ve ses çıkarmalarını sağlayan özel bir organ vardır. Ciğerlerden çıkan hava syrinx adı verilen bu organdan geçer. Papağanların ses organı, bir anlamda insanlardaki gırtlağa denktir.

Papağanlar ve insanlar arasındaki başlıca farklılıklardan biri de, insanlardaki ses tellerinin nefes borusuna daha yakın bir pozisyonda bulunmasıdır. Ses organı syrinx'in, papağanların vücudunun derin bir yerinde bulunuyor olması, nasıl ses çıkarttıkları hakkında bilim adamlarının tam bir cevaba ulaşmalarına engel olmaktadır. Bilim adamları, enfraruj ve x-ışını kameraları ile kuşları izleme, kuşların boğazlarına yerleştirilen fiber optik mikroskoplar sayesinde onların ötüşlerini ve konuşmalarını yakından inceleme imkanlarına sahip olmalarına rağmen, kuşların şarkı söylemeyi ve sesleri taklit etmeyi fiziksel olarak nasıl başardıklarını hala tam olarak açıklayamamaktadırlar.

Ayrıca papağanlarla muhabbet kuşlarının insan sesini taklit etmek için kullandıkları farklı teknikler de oldukça etkileyicidir. Papağanların insanlar gibi kalın dilleri vardır ve bu onların insanlara benzer sesler çıkarmalarına olanak sağlar. Ses düzenini, ö-zel gırtlak yapılarında iki ayrı yerden hava üfleyerek üretirler ve bu arada ünsüzlerin algılanması için gerekli olan sesleri de bağımsız olarak çıkarırlar. Syrinx'ten çıkan başlangıç sesi, daha sonra boğaz ve ağızda dilin de yardımıyla şekillenir. İki ünlü araştırmacı olan Dianne Patterson ve Irene Pepperberg, gri papağanlarla sesli harflerin çıkarılması üzerine yaptıkları çalışmalarda önemli sonuçlara varmışlardır: Papağanların çok farklı bir ses organı anatomisi olduğu halde -örneğin dişleri ve dudakları olmamasına rağmen- insanların çıkardığı seslilere çok benzer sesler üretebilmektedirler. (Lesley J. Rogers & Gisela Kaplan, Songs, Roars and Rituals, Communication In Birds, Mammals and Other Animals, USA, 2000, s.81.) Gerçekten de papağanlar "m", "b" gibi dudakların yardımı ile söylenebilen sesleri dahi gayet net taklit edebilmektedirler.
Bir papağanın, ünsüz seslerin algılanabilmesi için destekleyici sesler üretmesi gerektiğini bilmesi ve kendi bedeninde buna uygun sistemler geliştirmesi elbette ki imkansızdır. Böyle bir sistemin bilinçsiz tesadüflerin ardı ardına gelmesi ile oluşması da mümkün değildir. Hiç şüphesiz gördüğümüz tüm bu kompleks sistemler, herşeyin yaratıcısı olan Allah'a aittir.
Papağanlarda Anlama-Öğrenme Yeteneği
Anlama-öğrenme yeteneği bakımından konuşan kuşlar arasında en yetenekli olanların, gri Afrika papağanlarının oldukları bilinir. Bu papağanlardan sonra özellikle sarı enseler (yellow nape), mavi göğüslüler (blue front) ve çift sarıbaşlar (double yellowheads) gelir.
Bu papağanların çarpıcı özelliklerinden biri, konuşmaları nesnelerle ya da hareketlerle ilişkilendirebilmeleridir. Örneğin, bir süre her sabah kafesinin üzerindeki örtü kaldırılırken kendisine "günaydın" denen bir papağan, bir sabah örtüsü kalktığında bu kelimeyi kendiliğinden söyleyebilir. Pek çok papağan sahibinden de, telefon çaldığında papağanının "alo" dediğini, ya da kapı çaldığında "kim o?" dediğini duymuşsunuzdur. Üstelik çoğu papağan bunları kendilerine özel olarak öğretilmediği halde yapabilir. Bunun nedeni söz konusu papağanın, olaylar ve bu olaylar esnasında geçen konuşmalar arasında ilişki kurabilmeleridir.
Uzunca bir süre papağanların ve diğer konuşan kuşların sadece taklit yaptıkları düşünülürken, yapılan araştırmalarla bu canlıların şaşırtıcı zihinsel yeteneklerinin olduğu anlaşılmıştır. Hatta bilim adamları kuşların iletişimindeki kompleksliğin daha yeni yeni anlaşılmaya başlandığına inanmaktadırlar. Prof. Irene Pepperberg'in, 1977 yılından beri "hayvan davranışları ve hayvan-insan iletişimi" konusunda yaptığı çalışmalar, kuşların konuşma ve anlama yetenekleri hakkında derinlemesine bilgi vermiştir. Prof. Pepperberg'in en önemli çalışmalarından biri, 3 gri Afrika papağanı ile yürüttüğü çalışmadır. Bu papağanlardan en yaşlısı olan "Alex", belirli kelimeler kullanarak araştırmacıyla iletişim kurabilmekte, kendisine verilen emirleri anlamakta, kendi isteklerini dile getirebilmekte, sayı sayabilmekte, cisimleri, renkleri, şekilleri tanıyabilmektedir. 

Kaynak:National Geographic
Sultan Papağanı ( Nymphicus hollandicus):




Ana vatanları Avusturalya'dır. 19. yüzyıldan itibaren, başta Avrupa olmak üzere tüm dünyaya yayılmıştır. Son derece uyumlu bir tabiatları vardır. Muhabbet kuşu vb. diğer cinslerle bile birlikte yaşayabilirler. Kibar duruşları, uysal davranışları, kolay bakımları ile, insanların gözdesi olmuşlardır. Boyları 28-30 cm. civarında olup, ortalama ömürleri 20-25 yıldır. Yavruyken alındıklarında kolay uyum sağlarlar.
Konuşma yetenekleri 10-15 kelime ile sınırlıdır. Erkekleri konuşur, dişilerde konuşma son dere nadirdir. Erkeklerdeki konuşma da çok net anlaşılır olmayıp, daha çok ıslık çalar gibi konuşurlar. Buna rağmen telefon sesi, mikrodalga fırın kapanma sesi, kapı zili, ambulans siren sesi gibi mekanik sesleri taklit etmede son derece başarılıdırlar.
Dış görünüşlerine göre cinsiyet tespiti yapılabilir. Erkeklerin yanaklarındaki kırmızılık, dişilerde daha açık ve turuncuya yakındır. Ayrıca dişilerin kuyruk iç kısmında bulunan enine çizgilenmeler erkek cinste rastlanmaz.

Geveze Lori (Lorius garrulus):





İnanılmaz renkleri ve aşırı hareketliliği ile, insanların dikkatlerini çekmeyi başarmışlardır. Erişkin bir lori bile alsanız, kısa sürede evcilleşir ve oyunculuğu ile, tüm aile fertlerinin sevgilisi olurlar. Fakat özellikle neşelendiklerinde yüksek sesli ötüşleri ile, apartman ortamında komşularınızla olan ilişkilerinizde tehlike yaratabilirler. Ortalama ömürleri 20-25 yıl olup, cinsiyet tayininde bilimsel yöntemler kullanılır.
Loriler için meyveler, besinlerinin % 80'inden fazlasını oluştururlar. Gaga yapıları tohum kırmaya müsait olsa bile, mide duvarlarının ince olması nedeniyle, uzun süre kabuklu tohum ağırlıklı beslenenlerde yıllar içinde midenin delinmesine bağlı ölüm riski vardır. Bu nedenle meyve ve meyve suları ağırlıklı beslemek gerekir. Sıvı alınımının fazlalığınına bağlı olarak dışkıları suludur. Bu da bakımda sıkıntı yaratabilir.
Zaman içinde konuşma yeteneklerini geliştirip, kelime haznelerini artırabilirler.
 
 
 
 
Standart

Rosella (Pyatycercus eximinus):




Anavatanları Avusturalya'dır. Boyları 30-32cm. olan rosellaların ortalama ömrü 15-20 yıldır. Dişilerin baş ve göğüs bölgelerindeki kırmızılık daha az ve daha donuktur.
Yumuşak huylu yapıları, kibar ötüşleri ile, ev ortamında beslenebilirler. Genelde çift olarak bulundurulursa, uyum sorunu olmaz.
Daha çok renk güzelliği için beslenen papağan cinsidir. Konuşma yetenekleri yoktur veya son dere sınırlıdır.

Afrika Gri Papağanı (Psittacus erithacus):




En iyi konuşma yeteneğine sahip papağanlardır. Orta Afrika böldesinde bulunurlar. Çok iyi bir arkadaş, evcilleştirildiğinde son derece uyumlu bir aile ferdi ve can yoldaşı olurlar. Boyları 28-30cm. arasında değişir. İyi bakıldıklarında, kafes ömürleri 80-100 yıla kadar çıkabilir. Cinsiyeti belirleyici bir takım fiziksel özellikler olsa da, doğru tespit ancak bilimsel yöntemlerle yapılabilir.
Konuşma özellikleri inanılmaz boyutlara ulaşabilir. Zaman içerisinde sorulara anlamlı cevap verme, yerinde ve doğru cümle kurma gibi bazı özellikleri de kazanabilir. Kelime haznesi 1000 kelimeye kadar genişleyebilir.
Besinlerini çekirdek tohumları, yer fıstığı ile meyve ve sebzeler oluşturur.
 
 
  #5
 
 

Sülfür Kakadu (Cacatua sulphurea):




Endonezya bölgesi anavatanlarıdır. Aşırı ilgi isteyen papağanlardır. Doğal ortamda sürüler halinde yaşayan kakadular, kendini ailenin bir ferdi olarak kabul ettiğinden devamlı ilgi odağı olmak ister. Bu nedenle bakımları biraz zordur. Boyları 30-32 cm. olup, ortalama ömürleri 50 yıldır. Erkeklerin göz rengi dişiler göre daha koyudur.
Konuşmaları diğer büyük papağanlara göre sınırlıdır. Çok net olmasa da, ne söyledikleri anlaşılır.
Tohumlar,meyve ve sebzeler ana besin maddelerini oluşturular. Meyve ve sebzeleri tüketmede tutucu olabilirler.
Başta PBFD olmak üzere bazı enfeksiyon hastalıklarına karşı, türe özgü bir hassasiyetleri vardır. Bu nedenle satın alırken dikkatli olunmalıdır. Strese girip tüy yolma davranış bozukluğu göstermeye de, diğer büyük papağanlara göre kakadularda daha sık rastlanır

Umbrella (Şemsiye) Kakadu (Cacatua alba)



Kakadu grubunun en irisi olan bu tür, yüksek frekanslı sesleri ve çığlık atmaya benzer rahatsızlık verici doğal ötüşleri ile, ancak kuşhane ortamında beslenebililer. Apartman dairesinde beslemede çeşitli sıkıntılar ortaya çıkar. Özellikle heyecanlandıklarındaki sesleri çok ünlüdür. Anavatanları, Endonezya'nın Molluccan adalarıdır.Beslenmeleri diğer kakadu türleri ile aynıdır. Papağan karışımı ile, meyve ve sebzelere yer verilmelidir. Ortalama ömürleri 50 yıldır. Seneler içinde konuşmayı öğrenseler de, kelime hazneleri çok artmaz.
 
  #6
 
Standart

Senegal Papağanı (Poicephalus senegalus):



Afrika kökenli olan bu cins papağanlar, sakin yapıları, sessiz ve kibar davranışları ile birçok papağan severin dikkatini çekmiştir. Erişkin papağanlar, özellikle üreme dönemlerinde sinirli ve gürültücü olabilirler. 9 türü olan senegal papağanının konuşma yetenekleri son derece sınırlıdır. Ortalama 25-30 yıl yaşarlar. Eş tutarlarsa, ancak derin folluklarda yuvalanıp yavru yapabilirler. Cinsiyet ayrımında erkek dişi arasında göğüsteki turuncu tüyler farklılık gösterirlerse de, güvenilir bir yöntem değildir. Beslenmelerinde başta ayçiçeği ve diğer tohumlar olmak üzere, meyve ve sebzelerin büyük yeri vardır.

Kakariki (Cyanoramphus novaezelandiae):



Anavatanları Yeni Zelanda'dır. Son yıllarda nesilleri tehlikeye girdiği için bir takım önlemler alınmıştır.Kuşhanelerde üretilerek doğal ortama salınmış, sayıları artırılmaya çalışılmıştır. Ortalama ömürleri 8-10 yıldır. Muhabbet kuşu yemi ile meyve ve yeşil sebzeler verebilirsiniz.

Kırmızı Arkalı Papağan (Psephotus haematonotus )



Anavatanları Avusturalya'dır. Dişilerin renkleri daha mattır. Erkeklerin çok güzel ötüşleri vardır. Ayrıca kanarya, saka gibi güzel ötüşlü kuşları da çok güzel taklit ederler. Ortalama ömürleri 15 yıldır. Siyah kabuklu ayçiçeğinin yanısıra, kanarya yemi ile her türlü meyve ve yeşil gıda ile beslenebilir.

Cennet Papağanı ( Agapornis roseicollis ):



Anavatanları Afrika kıtasıdır. Ortalama 12-15 yıllık bir ömürleri vardır. Yüksek sayılabilecek frekansta bir ötüşleri vardır. Özellikle yavrular elde yetiştirilirse, çok iyi arkadaş olurlar ve iyi bir eğitimle ancak birkaç kelimeyi öğrenebilirler. Seneler içinde çapraz eşlemelerle çeşitli mutasyonları elde edilmiştir.Beslemede, muhabbet kuşu ve kanarya yem karışımı ile, siyah küçük ayçiçeği kullanılır. Meyve ve yeşil gıdalara da yer verilmelidir.

Sarı Alınlı Amazon Papağanı (Amazona ochrocephala ):



Orta ve Güney Amerika'nın ormanlık alanlarında yerleşim gösterirler. Amazonlar içerisinde evcilleştirmeye ve arkadaşlık kurmaya en yatkın türdür. Tüm amazon papağanların arasında konuşma yeteneği olarak 1. sırayı alırlar. Bu nedenle çok değerlidirler. Duble sarı baş ve sarı boyunlu amazon papağanları ise bu türden sonra gelir. Ortalama 50 yıllık ömürleri vardır.Amazonlara, papağan tohum karışımının yanı sıra, meyve ve sebzeler de verilmelidir.

Turuncu Kanatlı Amazon Papağanı (Amazona amazonica):



En yaygın amazon papağanı türüdür. Bu türler içerisinde en sessiz ve kafes ortamına en kolay uyum sağlayan gruptur.özellikle yavru iken alınır ve eğitilirse, candan bir arkadaş olarak yetiştirilebilir. Anavatanları Güney Amerika olan bu papağanların ortalama ömürleri 50 yıldır. mavi alınlı amazon papağanı türüne çok benzeselerde,onlara göre daha küçük olması, tüylerinin daha az parlaklığı ve ayaklarının daha açık renkte olması ayırıcı özellikleridir. Konuşma yeteneği olarak; sarı alınlı amazon papağanı, sarı boyunlu amazon papağanı ve mavi alınlı amazon papağanından sonra gelir. beslenmesinde papağan tohum karışımları ile, meyve ve sebzelerden faydalanılır.
 
  #7
 
Standart PapaĞanlarda TÜy Yolma

Eğer bir papağan tüy yolmaya başlamışsa bunun bir çok nedeni olabilir ve her zaman kesin tedavisi olmaya da bilir bu durumun. Yolma durumunda ki bir papağan için maalesef ideal ve sabit her zaman kullanılacak bir çözüm zor zira hepsinin kendine göre ayrı ayrı yapısı var burada yapılabilecek olan ise daha önceki yaşanmış tecrübeler de göz önünde bulundurup çözüm aramak olur.

Tüy yolmaya yol açan Genel Nedenler:
tekil olarak bakılması (yani yanında uygun arkadaşı veya eşi olamadan beslenme)
yanlış yada hatalı beslenme şekli
yanlış ortam bakımı = az ve/veya aşırı gün ışığı altında bakım , çok dar alanda bakım, gün içinde sınırlı veya hiç imkan verilemeyen meşguliyetler (oyuncaklar veya aksesuarlar) , düzensiz ve sistemsiz gün akışı (ilgilenilen saatler,uyku düzeni gibi) , yanlış ııs yanı aşırı düşük veya aşırı yüksek ısı değişimleri, çok düşük olan ortam nem oranı
vitamin eksikliği
rahatsızlık (herhangi iç organlardan veya başka bir kaynakdan dolayı hastalık olması)
kuluçka döneminde yanlış veya eksik yuva malzemesi olması


tüy yolmada neden hastalık mıdır yoksa değimlidir elbette ki uzman bir veterinerin görüşü alınıp kontrolünden sonra kesinleştirilecek bir konudur.yanlış ortam bakımı ile ilgili olarak da mevcut olanı iyice irdelemek gerekir yani “hep bu şartlarda yaşardı” diyip kestirip atmak yapılacak olan en yanlış işlemdir. Ortam nemini öğrenmenin en güzel yolu da buna uygun olarak oda içi (yada yaşadığı ortam içinde) uygun bir alet ile ölçüm yapmaktır.

Bir çok papağanda tüy yolma cinsel erginliğe ulaştığında yanında ona cevap verecek uygun bir eşi yoksa başlar yanında bir eş varsa ve başlamışsa da demek ki bu yanına konulan eş anlaşabileceği ve beklentilerine cevap verecek kriterlerde değil maalesef. Aslında kati olarak söylenilen de hangi tür olursa olsun papağanların zaten tek olarak beslenilmemesi gerektiğidir.

Şimdi şayet yaşadığı ortam ve beslenme şartları uygunsa,doktor kontrolünden geçip sağlıklı olduğu herhangi bir hastalığı olmadığı kesnleştirilmişse ve papağanınız kendisine uygun olan bir eş/arkadaşla beraber bakılıyorsa ve kendisini kuluçka/yumurtlama devresi dışında da hala yoluyorsa belki aşağıda verilecek olan tavsiyelerle BELKİ bu sorunu atlatabilirsiniz.

· günlük yemin yanı sıra verilen çerezler (fındık,ceviz,badem gibi9 buna ek olarak da düzenli meyve ve sebze ikramları yapılmalı. İlk başta bunları kabul etmemesi ya da yememesi sorun olup sizi yıldırmasın sürekli olarak değişik ve çeşitli meyve ve sebzeyi deneyin eninde sonunda sizin papağanınızın da severek yiyeceği bir tane çıkacaktır arasından.

· 2 haftalık kur şeklinde uygulanacak tüy gelişimini kuvvetlendirici bir preparat olan NEKTON-BIO

· Sonrasında yine bir 2 hafta cildin güçlenmesi ve dinlendirilmesi açısından uygulanacak olan preparat ORANGE AMYNİN

· Yine bir 2 hafta bu seferde bünyeye alınan vitaminlerin güçlendirilip faydalı hale getirilmesini sağlayan preparat NEKTON-S

Bu uygulamalar esnasında papağanı haftada en az 3 kere spreylemelisiniz (banyo ihtiyacını gidermek açısından) sürekli gözlem altında tutmanız da çok önemli normal halinden herhangi bir değişim var mı diye örneğin sık tekrarlayan ishal hali yada kusma hali gibi böyle veya benzeri bir değişimde hemen bu verilen uygulamanın kesilmesi gerekir zaten.

Şayet herhangi bir farklılık ve sorun yaşanmamışsa verine uygulamaya rahatlıkla devam edebilirisiniz ve ilk yapılan 6 haftalık kur da çok belirgin bir düzelme olmadı ise ve papağanınızda bu uygulamadan bahsedildiği şekilde bir rahatsızlık belirtisi göstermedi ise o zaman aynı uygulamayı 2 hafta ara verip tekrarlamak da fayda var. Hatta buna ek olarak da toplam 6 hafta süren bu uygulamanın bütününde verebileceğiniz bir püreyi de eklemek iyi olur (NEKTON-LORİ VE ETİMEK bununda içeriğinde zaten ihtiyaç duyulan tüm beslenme ekipmanları mevcuttur)

YALNIZ BAŞTAN SÖYLEMEK GEREKİR Kİ BU UYGULAMADA SONUÇ TAM OLARAK POZİTİF OLACAK DİYE BİR DURUM OLMADIĞI GİBİ BİRDE PAPAĞANIN BUNA BÜNYE OLARAK NASIL TEPKİ VERECEĞİDE BİLİNMEMEMKTE YANİ BUNDAN SEBEP BU UYGULAMADA DİKKAT VE GÖZLEMDE ÇOK ÖNEMLİ BİR KONU.



Bu uygulamada papağanınız alımda sorun yaratmadı ve rahatça yapıldıysa ve 2 haftalık bir ara verilip tekrarlanması halinde de hiçbir değişiklik gözlemlenmediyse o zaman üzülerek şu sonuca varmak lazım ki;

Tüy yolma esansında papağanın bünyeye verdiği tahribat o kadar büyük ki onarılamıyor ya da tüy yolma alışkanlığı papağanda o kadar yerleşmiş ki bundan vazgeçirmenin bir imkanı yok

Bakım

Aşağıdaki listede papağan türleri bakım zorluğu bakımından sıralanmıştır. Sıralama ölçütü olarak gürültü düzeyi, eğitim zorluğu, etrafı kirletme derecesi ve daha çok tecrübeli papağanseverlere uygun olup olmaması hususları göz önünde bulundurulmuştur.


 

Her ne kadar bu sıralama genel bir yol gösterici olsa da her papağan kendi içerisinde değerlendirilmelidir. Bir jako çok gürültücü olabileceği gibi bir kakadu da son derece sessiz olabilir. Keza bir macaw çok müşfik olabileceği gibi bir cennet papağanı da son derece saldırgan olabilir. Dolayısıyla insanlarda olduğu gibi papağanların da bir kişilik yapısı vardır ve her biri ayrı bir birey olarak değerlendirilmelidir.

 

Banyo

Papağanlar hem cilt ve tüy sağlıklarını korumak, hem de parazitlerden arınmak amacıyla banyoya ihtiyaç duyarlar. Ayrıca banyo, ciltlerinden dökülen ve bazı durumlarda insanlarda alerjik reaksiyonlara yol açabilen ‘tozları’ azaltmaya yardımcı olur. Banyo için duş başlığı veya çiçekçilerin sıklıkla kullandığı sprey kullanılabilir. Sağlık açısından suyun papağanın burun deliklerine kaçması engellenmeli ve su çok tazyikli akıtılmamalıdır. Kullanılacak suyun mutlaka ılık olması ve banyonun ardından papağanın cereyan almayan ve sıcak bir ortamda kuruyana kadar bekletilmesi gerekmektedir. Akşam vakitleri banyo için uygun değildir zira uyumadan önce tüyler tam olarak kurumamakta ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Sıcak mevsimlerde haftada 3-4, soğuk mevsimlerde ise haftada 1-2 kez banyo kafidir.

Kanat kesimi

Uçarken sağa sola çarparak kendisini yaralamasını engellemek, evcilleştirme sürecini kısaltmak ve açık unutulacak kapı-pencere vs. gibi yerlerden kaçışları engellemek amacıyla orta-büyük boy papağanlarda kanat tüyleri kesilebilmektedir. Bu hususta aleyhte ve lehte pek çok görüş bulunduğundan bu husus sadece anlatılmakla yetinilecek ve herhangi bir yorumda bulunulmayacaktır. Aşağıdaki resimlerde gri papağanın kanat ayarlamasının nasıl yapıldığı görülmektedir. Papağanların yere şiddetli düşmesini engellemek ve havada süzülmelerini sağlamak amacıyla kanat uçlarında 3 tüy bırakılması gerekmektedir.

 

 

 

 

 

 



 

Birincil tüyler dışarı doğru bakarken ikincil tüyler içeri doğru yani vucuda doğru bakarlar.
Kanat ayarı için keskin bir makas kullanılmalı ve makas gövdeden kanat ucuna doğru tutularak kesme işlemi yapılmalıdır. Evcilleşme sürecinde aksamaya yol açabileceğinden kanat ayarının papağan sahibi dışında ve uzman bir kişi tarafından yapılmasında fayda vardır. Kanat tüyleri birkaç ay içerisinde uzadığından sürekli kontrol edilmeli ve kesim tekrarlanmalıdır.
Çok Önemli Not: Kanat ayarı papağanın sadece ve sadece bulunduğu yerden daha yükseğe çıkmasını engeller. Ayrıca kuvvetli rüzgar durumunda papağanınız kolaylıkla havalanabilir. Dolayısıyla tedbiri elden bırakmamak gerekir.

Tırnak kesimi

Papağanlar doğal ortamda buldukları ve törpü görevi gören taş, dal, toprak vb malzemelerden kafes ortamında mahrum kalmaktadırlar. Dolayısıyla tırnakları zaman zaman çok fazla uzamakta ve sivrilmekte, bu durum ise hem sahibi açısından hem de kendisi açısından sorun yaratabilmektedir. Bu yüzden tırnak aşağıda görülen aparat yardımıyla dikkatlice kesilmelidir. Tırnağın içerisinden küçük bir kılcal damar geçtiğinden derin kesilmesi çok büyük kan kaybına yol açabilmektedir. Kanın durdurulması amacıyla tırnak mısır ununa bulanabilir ya da küçük bir parça mısır hamuru bu bölgeye yapıştırılabilir. Tırnak kesimi aşağıdaki şekilde ve 1-2 mm’yi geçmeyecek şekilde yapılmalıdır.

Yine kanat kesiminde olduğu gibi evcilleşme sürecinde aksamaya yol açabileceğinden tırnak kesiminin papağan sahibi dışında ve uzman bir kişi tarafından yapılmasında fayda vardır. Tırnakların kesilecek raddeye gelmemesi amacıyla piyasada kolaylıkla bulunabilen ‘törpü’ tünekler de kullanılabilmektedir.

 

Temizlik

Tüm yemlik ve suluklar ilk kullanımdan önce, daha sonraki kullanımlarda ise haftada 2-3 kez temizlenmelidir. İlk kullanımdan önce yemlik ve suluklar çamaşır suyu / su karışımında bir süre bekletilmeli ardından da bol suyla ve koku kalmayıncaya kadar durulanmalıdır. Daha sonraki temizliklerde bulaşık deterjanı ve sünger kullanılabilir, ancak yine bol suyla durulanmalıdır. Kafesin alt sürgüsünde bulunan kağıt her gün değiştirilmeli; alt ızgara haftada 2-3 kez, tünek ve kafes ise ayda bir kez temizlenmelid

 
  Bugün 2 ziyaretçi (4 klik) burada idi (bu siteye bu gün ne kadar ziyaretçi geldiğini gösterir)  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol